Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Hafif yağmur
9°
Ara

BİR KERE DE OLSA...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
BİR KERE DE OLSA...

Kapadokya, Türkiye'nin merkezinde, eşsiz kaya oluşumları, yeraltı şehirleri ve tarihi kalıntılarıyla ünlü bir bölge. Binlerce yıl boyunca ev sahipliği yapmış olduğu medeniyetlerin izleriyle dolu olan Kapadokya, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle dünya çapında cazibe merkezi haline gelmiş ömrünüzde bir defa da olsa gezmeniz gereken bir bölgemiz.

 

Bundan 10 yıl önce gezi olarak gitmiştim. Her zaman olduğu gibi kalabalık bir şekilde gidince o güzellikleri yine pek görememiş ve yaşayamamıştım. Geçtiğimiz hafta bu sefer her bir noktasını gezecek şekilde bir tur yaptık ve inanılmaz güzelliklere şahit oldum.

 

Değişik bir atmosferi var. Yeraltı şehirleri hele... 8 katlı olanına girdik. Sadece 4 katı açılmış vatandaşa. Kapadokya’da yumuşak tüf kayalara oyularak yapılmış çok sayıda yeraltı şehri bulunuyor. Bunların başlıcaları Kaymaklı, Derinkuyu, Özkonak , Mucur, Örentepe, Gümüşkent, Tatlarin, Ovaören ve Gökçetoprak’ta yer alıyor. Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirleri en büyükleri.

Nevşehir’in 21 km. batısındaki Kaymaklı yeraltı şehri ile ondan 9 km. sonraki Derinkuyu yeraltı şehrini gezmek için girişten itibaren var olan yön levhalarını izliyorsunuz. Tabi girmeden önce bilmeniz gereken şeyler var. Kimi zaman dizlerinizin üzerinde yürümek zorunda kalabiliyorsunuz, boyunuz uzunsa tabi. Bizim önümüzde Uzakdoğulu turistler vardı. Onlar eğilerek yürürken ben dizlerimin üzerinde gitmek zorundaydım. Şehrin giriş katında hayvanların bağlandığı yerler bulunuyor. Sonra da yiyeceklerin depolandığı bir başka bölüme geçiliyor. Yeraltı şehrinin her bir bölümü diğerine dar tünellerle bağlanıyor. Ve her giriş değirmentaşı biçimindeki hareketli kaya kapılarla kapatılabiliyor, bu şekilde düşman saldırılarından korunuluyor. Yeraltı şehrinin şarap yapımında kullanılan odaları da var. Şehir toplam 40 metre derinlikte 8 kattan oluşuyor. Şehrin mükemmel bir doğal havalandırma sistemi var. İçeride iken sizi nefes anlamında zorlayacak hiçbir hava koşulu yok yani. Bir de ortak mutfağı var o da ikinci katta. Geniş bir bölge burası. Lakin gerek Kaymaklı’daki, gerekse Derinkuyu’daki yeraltı şehirlerinin tüm katları henüz ziyarete açık değil. Kaymaklı’nın 20 metre derinlikteki 4. katına, Derinkuyu’da ise 55 metre derinlikteki 8. katına inilebiliyor. Derinkuyu’nun toplam alanı 4.5 kilometrekare. Yaklaşık 20.000 kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Kaymaklı ise Derinkuyu’nun aşağı yukarı yarısı kadar.

 

Yeraltı şehirlerinin yapımına hangi dönemde başlandığı ise kesin olarak bilinmiyor. Yani kesin tarih verilmiyor. Şehirlerin Hitit döneminde var olduğuna, Hristiyanlık döneminde de genişletildiği ve özellikle savaş zamanlarında gelecek olan saldırılara karşı korunmak amacıyla kullanıldığına ilişkin bilgiler var. Şehirlerin yiyecek depolamak amacıyla da kullanıldığı anlaşılıyor.

 

Ayrıca gezen turistlerin rehberleri gülerek anlatımlarında akılalmaz doğal havalandırma sisteminden dolayı uzaylılar tarafından yapılmış olabileceğini iddia edenler bile var şeklinde konuşuyorlardı. Zaten olağanüstü bir şey gördüğümüzde " Kesin uzaylılar yapmıştır" deyip işi gırgıra vururuz biz insanoğlu.

 

Ve ören yerleri!

 

Gerçekten muhteşem bir güzellik... Özellikle Zelve ve Paşabağları yerli, yabancı tüm turistleri kendisine hayran bırakan yerler. Tabi bu yerleri gezerken zaman kavramını çok iyi kullanmak gerekiyor. Ve biraz da beden gücü. İyi yürümeniz gerekiyor. Zelve Ören Yerinde Bakanlığın bir çalışması var bu arada. Düzenleme yapılıyor. Ve Bundan 10 yıl önceki hali ile şimdiki hali arasında tüm bu alanlarda çok farklılıklar var. Uygulama farklılıkları tabi bu dediklerim. Neyse onları da yazının sonunda aktaracağım.

 

Göreme-Avanos yolunun sağında, yoldan 1 km içeridedir. Eskiden “Rahipler Vadisi” bugün ise Paşabağları olarak adlandırılan bu alan kendine özgü peribacaları ile kaplıdır. Çok gövdeli ve çok başlı olan bazı peribacalarının içlerine şapel ve oturma mekânları oyulmuş olup üç başlı peribacalarından birinde Aziz Simeon adına yapılmış bir şapel ve inziva hücresi bulunuyor.

Peribacalarının en yoğun olduğu yer olan Zelve ören yeri Göreme-Avanos karayolu üzerinde yoldan 2 km içerdedir. 3 vadiden oluşan bu alan 9. ve 13. yüzyıllar arasında Hristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden birisiymiş. Zelve ören yeri aynı zamanda papazlara ilk seminerlerin verildiği yöre olma özelliğini de taşıyor. Balıklı Kilise, Üzümlü ve Geyikli Kiliseler vadinin en önemli kiliseleri olup İkonoklastik Dönem öncesine ait.

III. Vadide hem cami hem de manastır bulunmakla birlikte bu alandaki yamaçlara oyulan güvercinlikler dikkat çekici ve en çok fotoğraf çekilen yerler. 1952 yılına kadar iskân edilmiş vadide manastırlar, kiliseler, yerleşim yerleri, iki vadiye açılan tünel, değirmen, cami gibi yapılar bulunuyor.

 

 

BALON TURLARI...

 

Bu dünya mirası bölgemizde en çok ilgi gören ve Kapadokya'ya en tepeden bakışın ismi Balon Turları...

 

Bak bu aktivite için sabahın ilk ışığından en az bir saat önce kalkmanız gerekiyor. Hele bir de sabahın o ayazına çok sıkı giyinerek çıkmanız lazım, tabi bu zamanda gidecekseniz. 

 

Balonun havalanması için öncelikli koşul, hava şartları. En ufak bir rüzgar, aynen en ufak. Hafif bir esinti bile olsa balonlar hareket edemiyor. Biz de o en hafif rüzgarın mağdurlarındanız ne yazık ki. 

 

Balon turlarının fiyatlandırması her gün değişiklik gösteriyor. Euro bazında ücretlendirme var. Balon turu için karar verdiğinizde benden size tavsiye tek bir yere sormakla sınırlı kalmayın. Görebildiğiniz tüm firmaları gezin. Her birisinde fiyatlar farklılıklar gösterebiliyor. Pazarlık yapmanızı ayrıca tavsiye ederim. 

Avanos'ta Asmalı Köprünün olduğu Kızılırmak'ı da görmeniz gerek. Özellikle ördekler, kazlar ve o söğüt ağaçlarının güzelliği. 

 

Ihlara vadisi başlı başına bir güzellik. Ama yine yürüyüş kabiliyetinizin çok iyi olması lazım. Merdivenlerden inerek başlıyorsunuz. Ve sona kadar yürüyorsunuz. 

 

Ihlara Vadisi, Hasandağı volkanından püskürtülen lavların aşındırması sonucunda oluşan kanyon vadisidir. Melendiz Çayı, milyonlarca yıllık bir sürecin sonunda, 14 kilometre uzunluğunda ve yüksekliği yer yer 110 metreye ulaşan kanyon görünümlü bu vadiyi meydana getirmiş. Muhteşem bir görüntüye sahip bir alan. 

 

Belisırma, Ihlara ve Gelveri’yi kapsayan bölgede, 382 basamaklı merdivenden inip yemyeşil bir vadi tabanını takip ederseniz pek çok kilise ve yaşam alanlarıyla karşılaşıyorsunuz. Bu bölgede 105 adet kilise var ama sadece 14'ü gezilebiliyor. 

 

Tarihi önemi yanı sıra doğal güzelliğiyle de etkisinde kalacağınız  vadinin başında yer alan Ziga Kaplıcası’nın şifalı olduğu söylenen sularından faydalanabilirsiniz.  Belisirma Köyü’nde Melendiz Çayı’nın üzerine kurulan çardaklarda mola verebiliyorsunuz bu arada. 

 

Ama tek bir şey var. Bak en önemlisi burası. Tüm bu güzellikleri gezmek için müze kart çıkartmayı unutmayın. 60 lira gibi bir rakam ile tüm bu alanları geziyorsunuz.

 

Telefonunuza Müzekart uygulamasını yüklemeniz gerekli bence. Diğer türlü her gittiğiniz alanda uğraşmak zorunda kalırsınız. 

 

Neyse Kapadokya başlı başına bir kitap aslında yazmaya kalktığınızda. Ben dilim döndüğünce, edindiğim bilgilerce size aktarmaya çalıştım. 

 

Bir daha ki köşe yazımızda Yedigöller'i aktaracağım sizlere. Aynı anda binlerce insanın sonbahar nostaljisini yaşamaya çalıştığı Yedigölleri...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *