Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
13°
Ara

Okul dönemi ve çocuklarda davranış bozuklukları

YAYINLAMA:
Okul dönemi ve çocuklarda davranış bozuklukları

Çocukların dış dünyaya açıldığı ve en önemli değişikliklere adım attığı dönemlerden biri, okul dönemidir. Bu dönemde çocukların fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimleri hızlanır ve önemli değişimler yaşanır. Bu süreçte çocuklarda etkileşim çok yüksek olduğu için bazı davranış problemleri gelişebiliyor ya da var olan problemler okul döneminde kendini belli etmeye başlıyor.

Çocuk gelişiminin her döneminde farklı özellikler ortaya çıkar. Kimi zaman bu özellikler problemli gözükebilir. Fakat çocuğun yaş dengesi ve gelişimi göz önünde bulundurulduğunda, doğal ve normal olan problemler ile davranış bozuklukları arasındaki farkı ayırt etmek oldukça önemlidir. Buradaki ayrımı yapabilmek için şunları bilmeliyiz:

  • Çocuk gelişim özelliklerini bilmek, mevcut davranışın çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemi özelliklerine uygun olup olmadığını değerlendirmemizi sağlar.
  • Çocuğun sergilediği davranışlar kendisine ve çevresine zarar veriyorsa davranış bozukluğu olarak kabul edilebilir.
  • Davranışların süresi ve yoğunluğu çok önemlidir. Eğer davranış sık ve uzun süre devam ediyorsa davranış bozukluğundan söz edilebilir.

Zaman zaman çocuklarda hareketlilik, dürtüsellik ve inatçılık gibi durumlar gözükebilir. Aslında bu oldukça doğaldır. Fakat bizim davranış bozukluğu olarak nitelendirdiğimiz boyut daha çok okul döneminde kuralların göz ardı edildiği, otoriteye karşı muhalif davranışların sergilendiği ve mental bozukluklar kategorisinde değerlendirdiğimiz problemlerdir.

Çocuk kliniğinde en sık karşılaştığımız davranış bozuklukları şunlardır:

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu: Nörogelişimsel bir bozukluk olan DEHB, aşırı hareketlilik, dürtü kontrolünde zorluk, dikkat dağınıklığı, odaklanamama gibi durumlar ile ortaya çıkar. Sürekli kıpır kıpır olma, derse odaklanamama, ödevleri tamamlamada zorluk, kolayca dikkatinin dağılması, başladığı işi bitirememesi, unutkanlık, çok konuşma, sessiz oyun oynayamama gibi belirtiler gösterirler.

Karşıt olma/karşı gelme bozukluğu: Otoriteye karşı gelme, kurallara uymayı reddetme, ebeveynlere karşı gelme, kolay sinirlenme, yetişkinler ile sıklıkla tartışmaya girme, hatalarını kabul etmeme ya da kendi hatalarının sorumlusu olarak başkalarını suçlama gibi belirtilerle ortaya çıkan bir bozukluktur.

Davranım bozuklukları: Okullarda genelde ‘’kötü çocuk’’ olarak tanımlanan bu çocukların sergilediği yıkıcı davranışlar, davranış bozuklukları içerisinde değerlendirilir. Bu çocuklarda tipik olarak görülen belirtiler; Empati kuramama, ebeveynin ve öğretmenin söylediklerini dinlememe, kavga çıkarmaya eğilim, yalan söyleme, evden kaçma, okuldan kaçma, madde kullanımına eğilim, intihara eğilim, insanlara, hayvanlara kötü davranma (fiziksel ve cinsel istismarda bulunma, zorbalık yapma), suça ilişkin davranışlar sergileme (çalma, Vandalizm vs.)

Peki, ne yapılmalı?

Yukarıdaki belirtilerden birçoğunun çocuğunuzda olduğunuzu düşünüyorsanız mutlaka bir uzman desteği almalısınız. Bu uzmanlar; çocuk psikiyatristi, çocuk gelişim uzmanı ya da çocukla çalışan bir psikolog olabilir. Uzmandan alınacak desteğin yanında ev içi düzenleme, sınıf içi düzenleme destekleyici olacaktır. Özellikle ebeveyn yaklaşımları, belirtilerin ortadan kalkmasında önemli ölçüde rol oynar. Ebeveynler böyle anlarda çocuklarına yönelik cezalandırıcı bir tutum sergilememeli ve olumsuz duygular ile çocuğuna karşı hareket etmemelidir. Ebeveynlerin daha çok ilişkisel anlamda çocukları ile iletişim kurması, duygu ve düşünceleri anladığını belli eden bir ifade kullanması oldukça destekleyicidir. Fakat tüm bunlar ile beraber mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır. Çünkü hem bu davranış bozuklukların sebebinin saptanabilmesi hem de danışmanlık/terapi sürecinin uygun ve doğru bir şekilde planlanabilmesi için gereklidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *