Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Kapalı
14°
Ara

Gizli hayır

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Gizli hayır

Bu gençlik gerçekten bir harika, az önce hasbelkader dinlediğim şarkı (ki ben bu melodilere alışamadım henüz) öyle güzel anlatmış ki Z kuşağını ve benim satırlarıma da ilham oldu diyebilirim. Sagopa Kajmer'den "İçin" parçasını dinliyorum ve helal bu farkındalık için dedim, başladım yazmaya...

***

Yaşamın kodlanmasından dolayı sevdiklerimize olan misyonumuz gereği tabiri caizse hep onları mutlu etmek ile mutlu olduğumuzu düşünürüz. Kendimize yabancı kalır, sevdiklerimize kadardır hayat çizgimiz. Ta ki "ben kendim için ne yaptım" sorusunu sormak aklımıza gelene kadar. Bu genelde kırkı yaşlardan sonra başlar, bazen de yaştan değil omuzlardaki yükün altında kalındığı zaman başlar.

Yazar Paulo Coelho’nun çok güzel bir sözü var: “Başkalarına evet derken kendinize ‘Hayır’ demediğinizden emin olun.” Coelho’nun çok net bir şekilde tespit ettiği gibi, başkalarını memnun etmeye çalışırken kendisini ihmal eden o kadar çok insan var ki, etrafa bakmaktan ziyade aynada yüzleşmemiz yeterli belki de...

Kendin için bugün ne yaptın?

Özgür müyüm?

Artık hiçbir şeyden zevk almıyorum, mutsuzum, hayatın bir anlamı yokmuş gibi hissediyorum, sanki boşa yaşıyormuşum.

Ömrümü verdim karşılığı bu olmamalıydı.

Çalışıp para kazandım, of demedim.

Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim sonuç bu mu?

Gibi gibi söylemler havuzunda örnekleri çoğaltabilirim. Fakat burada bu söylemleri Z kuşağında fazla bulamazsınız, onlar kendilerine öz şefkati biliyorlar sorun bizim kuşakta. Saygı sevgi kodlamasını kendimize yanlış empoze ettiğimiz için. Kendimize merhamet yorgunluğunu tıka basa doldurduğumuz için. Hayatın bizi yaşamasına izin vermekti bu, oysa ki hayatı yaşamak için kendimize, bari arada bir hayır dememeliyiz. Enerjimizi arada kendimize de harcamalıyız.

Elinde halletmesi gereken bir sürü iş varken, başkalarının işini halletmeye çalışan,

İstemediği halde sorun çıkmasın diye evet diyen

Çok yorgun olduğu zamanlarda bile yardım taleplerini geri çevirmeyen,

Kendi parası olmadığı halde borç isteyen birine borç alarak borç veren

Elime yapışmaz, sırtımda mı taşıyorum gibi fedakarlıklar yapan

İyi ebeveyn olmak adına kendi özgürlüğünü unutan insanlar var mı çevrenizde...

Hepsinin tek sorunu sevdiklerine hayır diyemeyerek ve kendilerine hayır diyerek kendi isteklerine yabancılaşmaktır. Sevilmemek korkusu, dışlanma korkusu da olabilir.

Sürekli karanlıkta kalıp, ışığa çıkamamak gibi zor bir durumdur, hayırı evete çevirmek.

***

En son ne zaman kendi öz isteklerinizi rahatlıkla söyleyip, korkmadan, kendine psikolojik eziyet yapmadan kendi isteğinizi yaptınız. Tabi bu istekler uç kısımlarda olanlardan değil, güncel yaşam içerisinde olası muhtemel fakat sorumlulukların engel teşkil ettiği taleplerden bahsediyorum.

Oysa ki;

Bizden birşey isteyen arkadaşlarımız, sevdiklerimiz, ailemiz veya çocuklarımız da olsa vereceğimiz cevap dolaylı yoldan hayırı diyerek başlayabiliriz. "yani öyle değil de bu şekilde olsa fena olmaz gibi" gibi cümlelerle hem kırıcı olmadan hemde kendimize de öz şefkat başlangıcı yapmış oluruz.

Hayatın her koşulu için, anlık cevap vermek yerine zaman isteyerek, kendimize prensipler oluşturmamız “Hayır” demeyi kolaylaştırır.

Elinizdeki işi yaparken yardım isteyene, "Üzgünüm kendi işim bitmeden yardım etmem mümkün değil."

Sürekli olarak bir eşyanı veya cihazınızı isteyen birisine "maalesef bu konuda bir kere sorun yaşadım artık... vermeme kararı aldım" demek daha sağlıklı bir hayıra davet olabilir.

Karşı tarafa verilen, "bu durum seninle ilgili değil benim prensiplerim böyle" demektir ve size saygı duyan kişinin olumsuz tavrınızı kabullenmesini kolaylaştıracaktır. Siz istemediğinizi hissettirmezseniz sizi asla anlamayacaklar hatta sorun olduğundan bihaber yön vermeye devam edeceklerdir. Kimse sizin aklınızdan, yüreğinizeden geçenleri bilmeyecektir.

Belki yürekten saygı bile duymayacaklardır, emeklerinizi, özverilerinizi, fedakarlıklarınızı önemsemeyebilirler bile. Sınırlar sizin çizdiğiniz kadardır.

Son olarak, kendisi olmak isteyen her insan, ona tepki gösteren insanlarla karşılaşacaktır. Bu bizi güçlendirecektir. Herkesi memnun etmeye çalışmaktansa, kendimiz olma cesaretini ortaya koymamız gerekir. Yapmasaydın sözünü duymamak için kendi iç sesinizi duymayı deneyin, mutlu olma garantisi içindedir.

Sizden bir tane daha bulamazsınız, kendi kıymetini bilmeyene, mutlu olmayı bilmeyene güneşli yollar gölgeli gelir...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *