14 Şubat Sevgililer Günü ve Çılgın İndirimler
14 Şubat Sevgililer Günü’nün yaklaşmasıyla birlikte birçok kişi sevgilisine ya da eşine bu yıl ne hediye alacağını düşünmeye çoktan başladı.
Sevgililer Günü’nün aslında tek bir gün ile sınırlı kalmaması gerektiğine inananlardanım. Sadece her çiftin 1 gün için iyi ve anlayışlı olması ya da “sevgi pıtırcığı” hallerini tek bir zamana sığdırmaması kanaatindeyim. Biliyorsunuz ki çağımızın en büyük sorunu kimsenin kimseye tahammül edememesi.. Yılın her günü anlayıştan yoksun, empatiden uzak ve birbirlerine tahammülü kalmayan çiftlerin 14 Şubat geldiğinde ‘dünyanın en sevgi dolu hallerini sosyal medya uğruna göstermeleri’ ise oldukça saçma, gereksiz ve anlamsız geliyor. Tabi ki sevdiğiniz insanı mutlu etmek, hediyeleşmek ve güzel vakit geçirmek için 14 Şubat hoş bir gün olabilir fakat eşiniz ya da sevgiliniz her kimse, sadece 1 gün için değil ömrünüz boyunca kıymetini bilmek daha anlamlı olacaktır. Elbette seven sevdiğine sevgisini göstersin fakat 1 gün ile sınırlı kalmayın!
Aslında bu yazımda Sevgililer Günü’nün anlam ve öneminden ziyade ticari boyutunda yaşananları baz alacağım bir yazı olacak. Özellikle herkesin bildiği bir tabir olan “Sevgililer Günü kapitalizmin bir oyunu mudur?” sorusuna bir de burada açıklığa kavuşturalım.
Sevgililer Günü kapitalizmin bir oyunu mudur?
Aslında yıllardır süregelen ve “Sevgililer Günü” adı altında hemen hemen her yerde indirim furyası da başlamış olur. Kış sezonunun son demlerinde ellerindekini ürünleri bitirmek isteyen firmalar ise 14 Şubat Sevgililer Günü ile birlikte çılgın indirim dönemlerini başlatır. Milyonlarca kişi de hazır indirim varken haliyle fırsatı değerlendirmek ister.
Genel çerçevede her ay belli bir gün adı altında %50’ye varan indirimler olur. Şubat ayı Sevgililer Günü, Mart ayı Kadınlar Günü, Nisan ayı Anneler Günü vs. gibi.. Bu özel günlerde yapılan alışverişlerin ticari boyutu, Türkiye’de milyarlarca liranın ekonomiye katkısı olduğu inkar edilemez.
Hazır konu Sevgililer Günü ve ticaret boyutuysa geçmişten günümüze bu kutlama geleneği nasıl ilerlemiş biraz onunla ilgili bilgi vereyim. İlk olarak Sevgililer Günü kimi için dini boyutu olan ve kimileri için ise sadece şık hediyelerin alınıp verildiği veya güzel vakit geçirmek için kutlanılan bir gelenekten ibarettir.
Sevgililer Günü’nün temeli Roma dönemine kadar dayanır ve global olarak bir kutlama havasına dönmesi ise Sanayi Devrimi dönemine denk gelmesiyle başlar. Buradaki 14 Şubat Sevgililer Günü’nün büyük etkisi ABD’nin katkısı ile devam ettiği ve yıllar içinde hızla yayıldığı bilinir. Öyle ki Sevgililer Günü döneminde sadece ABD’de harcanan ciro 100 milyar doları geçmektedir. Aynı durum Türkiye’de de 4-5 milyar Türk Lirası’nı bulduğu söylenmektedir.
Türkiye’de özellikle pandemi dönemiyle birlikte herşey oldukça zamlandı. Fırsatçıların ardı arkası her geçen gün katlanarak artınca fahiş fiyatları normalleştirmeye ve bu duruma alıştırılmaya çalışıyoruz. Özellikle 14 Şubat Sevgililer Günü gibi önemli ve anlamlı günlerde fiyatlar ilk önce zamlanıyor sonra da indirim yapılmış gibi asıl olması gereken fiyatlarla tüketicilere sunuluyor. Bu gibi oyunları aslında artık öğrendik fakat yine de indirim zamanlarını fırsat bilip alışveriş yapmaya devam ediyoruz.
İndirimli fiyatlar diyerek kredi kartlarını doldurmaya ve ihtiyacınız olmamasına rağmen yine de satın alma arzusu maalesef ki herkesin yaşadığı bir durum olmaktan çıkıyor. Son günlerde binlerce tüketici, bazı markaların indirimli fiyat diyerek raflara koyduğu ürünlerin indirimsiz etiket fiyatlarını görünce ifşa etmekten de geri durmuyor. Aslında tüketici bu konuda son derece haklı ve yetkililerin duruma el atmasını istiyor.
14 Şubat denince hediye olarak ilk tercih edilen alanlar kuyumculuk, çiçek, kozmetik, elektronik eşyalar, giyim ve tatil seçenekleri oluyor. Özellikle bu zamanlarda evlilik teklifleri veya düğün gibi özel günlerde oldukça revaçta olan opsiyonlardır. 14 Şubat gelmeden bu ve bunun gibi pekçok kategorideki ürünler ciddi fiyatlandırmayla piyasaya sürülünce hali hazırda hediye almayı düşünenler mecburen daha fazla ücret ödemeye mahkum ediliyor.
Bunun gibi fırsatçılığın önüne geçilmesi yıllardan beri önlenemezken, ekonomistler gereğinden fazla alışveriş yapmamayı ve piyasadaki rakamları iyi analiz etmeden, araştırılmadan ürün satın alınmaması konusunda vatandaşları uyarıyor. Uzmanlar tarafından diğer öneriler ise alışveriş dönemlerine aldanıp fazla miktarda masraf yapılmaması oluyor. Tabi bir de dolandırıcılık durumları bu dönemlerde oldukça yoğun olurken, bilmediğiniz yerlerden alışveriş yapılmaması tavsiye ediliyor.