Belediyelerin arpalığı
Yıllardır kamu ihalelerini takip ettiğim için hem belediyeler hem de ihaleleri alan şirketlerin sevmediği insanlar listesinin tepesindeyim. Kamuyu zarara uğratanların en sevdiği insanlar listesinde olmayı zaten kendime zül sayarım. Binlerce insanın hayatını kaybettiği depremin ardından TOKİ’nin yaptığı ihaleleri haber yapmıştım. TOKİ’nin eski başkan yardımcısının damadına 2 milyarlık ihale verilmesini üç gün üst üste yazdım. O bürokrat şu anda Fatih Belediyesi’nde başkan yardımcısı olarak görev yapıyor. Haberlerin ardından doğal olarak o belediyenin basın danışmanı aradı. Başkan yardımcısını “Ağabey gerçekten başkan yardımcımıza haksızlık ediyorsun. Tanısan çok seversin. Namazında, niyazında bir insan. Damadı ihaleye girmiş ve kazanmış. Bunda onun suçu ne?” sözleriyle savundu. Eş, dost, akrabanın ihale almasının etik olmadığını söyleyince “Abi CHP de bunu yapıyor. Herkes yapıyor” yanıtını verdi. Yani ortada etik olmayan bir şey yoktu. Ceset yoksa cinayette yoktu.
Bu hafta yazdığım Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin konaklama ihalesiyle ilgili rakamlar herkese biraz abartı gelmiş. Doğal olarak herkes “Etkinlik için o kadar insan Balıkesir'e gitmiş midir?” sorusunu sordu. Tabi ki hayır. Kamuyu soymanın en güzel yanı ihale şartnamelerinde rakamları abartmaktır. Sayıştay yıl sonunda belediyenin sadece bu ihalesini denetlese konaklayan kişi sayısının 36 bin 500 kişi değil de en fazla bin kişi olacağını görecektir. Yapmadığı işi yapmış göstermek kamunun en çok başvurduğu yöntemdir. Üstelik belediye bunu mahalli kaynakların aktif ve verimli bir şekilde kullanması için kurulmuş olan şirketleri aracılığıyla yapıyor. Bir cebinden alıp öteki cebine koyuyor.
775 milyonluk ihalede tek başına
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, “İstanbul genelinde bitkisel materyal alım” ihalesi yapıyor. İhale açık usullü yapılıyor. Herkese açık yani. Yaklaşık maliyet 779 milyon olarak belirleniyor. Yani ihaleye girecek şirketin bu maliyetin altında fiyat vermesi gerekiyor. Açık usulle yapılan ihaleye sadece İBB iştiraki Ağaç A.Ş, katılmış. 775 milyonluk teklifle ihaleyi kazanmış. Rekabet olmamış. Bu kadar yüksek bir ihaleye tak bir şirketin katılmasını geçtim sadece yüzde bir kırım bile yapılmamış. Rekabet olmadığı için kamu milyonlarca lira zarar uğratılmış.
Bursa'nın ufak tefek şirketleri
Bursa Büyükşehir Belediyesi, organizasyonlarının haberlerinin yapılması için ihale yapmış. Açık usulle yapılan ihaleye 42 milyon liralık ihaleye sadece belediye şirketi Bursa Kültür Sanat Ürünleri katılmış. Belediye ile şirketi arasında yapılan ihale sözleşmesine göre yapılacak işler şunlar: 5 bin saniye yayın hizmeti, 400 adet alt bant hizmeti, 1330 adet prodüksiyon hizmeti, 95 adet canlı yayın hizmeti, 1 milyon 500 bin saniye radyo hizmeti, 13 bin 500 yemek ve ikram hizmeti…. Liste böyle uzayıp gidiyor. Sayıştay yıl sonunda belediyelerde kalem kalem yapılan bu işin denetimini yapsa eminim sayfalarca usulsüzlük tespit edecektir. Aynı Belediye 118 milyon liralık “Alışveriş çeki alım” ihalesini de bir diğer şirketi BURFAŞ’a vermiş. Pazarlık usulüyle yapılan ihalede rekabet koşulları oluşmamış. Belediyenin şirketi tek başına katılmış. Kaç tane alışveriş çeki alınacak, kime dağıtılacak belli değil. Belli de olsa kimsenin umurunda değil. Ülkede “Çalıyor ama çalışıyor” gerçeği varken kimse detay peşinde koşmaz.
İlçelerde de durum aynı
İlçe belediyelerindeki tablo da maalesef aynı. Hemen hemen her belediyenin bir şirketi var. Pendik Belediyesi’nin Pentaş ve Penyapsan adlı iki şirketi bulunuyor. Belediyenin açılış ve organizasyonlar için yaptığı ihaleye sadece belediye iştiraki olan Pentaş katılmış. Rekabet koşulları oluşmadan gerçekleşen ihalenin sözleşme bedeli 46 milyon lira. Belediye şirketi yıl sonuna kadar şu işleri yapma taahhüttü vermiş: 240 bin adet etkinlik bülteni, 18 bin kitap ayracı, 2 bin 500 hediye kutusu, 2 bin 500 kupa, 2 bin 700 duvar saati, 6 bin balon, 6 bin şapka, 9 bin sopalı bayrak, 15 bin karanfil, 4 bin 450 gül, 9 bin çikolata, 4 bin 500 nikah seti.. Liste uzayıp gidiyor. Şimdi bu kadar malzemenin alınıp alınmadığını merak ediyorsunuz. Ben alınmadığına adım kadar eminim. Ortada ekonomik kriz varken belediyelerin böyle romantik ihaleler yapması bana tuhaf geliyor. Pendik Belediyesi’nin 96 milyonluk araç kiralama ihalesiyle, 82 milyonluk bina yapım ihaleleri de Penyapsan isimli şirketlerine verilmiş. Bu iki ihalede de belediye şirketi tek başına kalmış. Yine bir cepten ötekine aktarmışlar…!
Kartal'ın Karyapsan'ı
Pendik'in hemen yanı Kartal’da durum nasıldı? Pendik’in Penyapsan’ı varsa Kartal’ın da Karyapsan’ı var. Pendik’in Pentaş’ı varsa Kartal’ın da Karsantaş’ı var. Şirket kurarken isim konusunda çok fazla zaman harcamamışlar. Bir birlerinden kopya çekmişler. Kartal Belediyesi, inşaat, asfalt ve altyapı gibi işleri Karsantaş’a havale etmiş. Tiyatro, gezi, organizasyon gibi ihaleler de Karsantaş’a havale edilmiş. Bu ihale sözleşmelerine bakıldığında şirketlerin ihaleye tek basılarına katıldıkları görülüyor. Ya şartname belediye şirketine göre düzenleniyor ya da “Bize bu ihaleyi vermezler” diyerek şirketler ihaleye teklif dahi vermiyorlar. Rekabet olmadığı için pazarlık da olmamış. Dolayısıyla kamu yıllarca milyonlarca lira zarara uğratılmış.