Ölü adam tedavi edilir mi? Avrupa, Amerika, buzullarda görüldüğü vaki değil, ama Türkiye’de ölmüş adam adına tedavi gideri düzenleyen hastaneyi SGK tesbit etti.
*
Kırk yaşındaki kadın doğumları riskli dedikleri için aman diyeyim sakaat gelmesin diya karı-koca önlem üstüne önlem alırken, 60 yaşındaki kadını bağırttıra bağırttıra sözde doğurtan hastaneyi SGK mahkemeye verdi. Yıllık vakası 124 bin olan bir hastanenin, 123 bin’ini acil vaka olarak gösterdiğinde, “Orada atom bombası falan patlaması gerekiyordu, patlasa duyardık” hayretine düşen SGK başkanı oldu.
*
Taş çatlasa otuz, bilemedin en fazla kırk gün teftiş yapacak müfettişin teftiş ayağına 3 yıl ev kiraladığını, bir ile tam 25 müfettiş gönderildiği sahtekarlığını SGK ortaya çıkardı.
*
Cezaevindeki mahkumun, demir parmaklıklar ardında diyaliz makinasına nasıl girdiğini bir türlü anlamasalar da bu işte bir film fırıldak var diye hastaneye ceza kesen de yine SGK’ydı. Türkiye’de böbrek ameliyatı yapılan adamın, aslında Merkel’in Almanya’sında turp gibi sapasağlam dolaştığını, SGK tesbit etti.
Bakire bir kızın…
Sezeryan doğum yaptığına, ortada doğan bir çocuk olmadığı halde geriye dönük resmi bir muameleyle evlilik cüzdanı çıkarıldığına SGK şahit oldu.
*
Bu ve bundan daha fazlası karşısında neredeyse küçük dilini yutacak olan SGK Başkanı Dr. Mehmet Selim Bağlı, ülkedeki kamusal yolsuzluğa ve toplumsal yozlaşmaya dikkat çekmek için, “Şeytan taşlamaktan salavat çekmeye vakit bulamıyoruz” dedi.
*
Haklıdır…
*
Ülkenin başından tut, aşağıya kadar nereye uzanırsan uzan, yolsuzluk ve israf, ahtapotun kolları gibi dört bir yanı sarmış durumda. İşin ilginç yanıysa, kimsenin bu durumdan rahatsızlık duymaması ve sisteme ayak uydurmuş olması. Ortaya çıkaranları ise tehlikeli ve oyunbozan gibi görmesi…
*
Bir başka mucizevi yolsuzluğu Damga ortaya çıkarttı. Ülkenin ekonomisini rayına sokmakla, denetlemekle görevli Rekabet Kurumu, imzaladığı personel yemeği sözleşmesinde İstanbul’da şubesi olmayan Ankara merkezli bir yemek firmasına, İstanbul’daki yedi kişilik kurum personeline yemek servisi yapmış gibi ödeme yaptı. Menüde, tavuk, etli kurufasulye, köfte, turşu, tatlı, dört çeşit salata filan vardı ama personel evden getirdiği sefer tasıyla karnını doyurdu. Sözde, 450 kilometrelik mesafe arasında yemekler gitti, boşlar alındı, bulaşıklar yıkandı, ertesi gün de dahil olmak kaydıyla bir yıl boyunca sistem böyle işledi.
*
Biliyorum, tuhafına gidiyor ama sırf ölüye saygı duyduklarından dolayı ölüyü tedavi edenlerin, bakireye sezeryan yaptırarak bekareti koruyanların, altmışlık teyzeye nurtopu gibi bir çocuk bahşedenlerin olduğu mucizeler yaratılan bu ülkede, yenmemiş yemeğin faturasını çok da yadırgama e mi?
*
Bilgi, bu…
Acıtır, incitir, yüreğe “cız” ettirir..
*
Maksat, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemek filan da değildir, bildiğin tüy yolma operasyonudur yani, tüysüz çocuk tüylenmesin diye önceden alınan ağda misali bir tedbir.
Sırf bu nedenle, paçayı ele vermeden tüymek için, yedikleri her haltın üstüne tüy dikme gibi de bir huyları var…
Okunma Süresi: 3 dk
Enpara Sorunu Ne, Neden Açılmıyor, Hacklendi Mi, Erişim Yok, Çöktü Mü?
#Teknoloji / 11 Aralık 2024
Arda Güler Atalanta Real Madrid Maçında Kadroda Mı? Yedek Mi, Neden 11'de Yok?
#Spor / 11 Aralık 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *